“15 Temmuz darbe girişiminden bu yana yazı yazmıyorum. Ancak eskiden yazdığım yazıları bugünlerde meydana gelen olaylar nedeni ile yeniden sizlere hatırlatıyorum. İki yıl önce kaleme aldığım “Diyanet Milli Değildir!” başlıklı yazımı, Diyanet´in tartışmalara yol açan eski yılın son Cuma´sındaki hutbesi ile Cübbeli Ahmet´in “santraç oyunu” açıklaması vesilesi ile sizlerle yine paylaşma ihtiyacı duydum. |
|
Türkiye’deki 15 Temmuz Darbe Girişimi, Amerika ve Türkiye’ye kurulan bir tuzaktı. Washington, darbe girişimine bulaşmış Amerikalılar yüzünden darbenin mimarı olmakla suçlanıyor. Oysa Amerika’nın “devlet” olarak kalkışmayla irtibatı yok. Türkiye-Amerika ilişkilerinin bozulması, “15 Temmuz”un gerçek sahibi Küreselciler’in ekmeğine yağ sürer. 15 Temmuz’la iki ülke karşı karşıya getirildi, yapılmak istenen de zaten buydu. |
|
"Sizin bölgenizden çok değerli bir insanın olduğunu biliyorum, ona karşı büyük saygım vardır ki o da Şeyh Bedrettin'dir. Türk ve Yunan'dı. Ancak her şeyden önce Trakyalılık kökenine karşı saygısı vardı. Dindardı. Ancak haksızlıklara karşı, Trakya halkının kamusal çıkarlarını korumak için sonuna kadar mücadele etti ve hayatını verdi. Bir insan ki, bazı kişilerin kendi varlıklarını güçlendirmek için aramıza koyduğu mesafeleri kaldırdı. Bu insan örneğimiz olmalı. Hep beraber, bütün gücümüzle çalışmalıyız ki öbür sefere buraya geldiğimde ki geleceğim, Atina'daki Megaro Maksimu ile köyünüz arasındaki mesafe daha da azalsın."
|
|
Bu FETÖ yapılanması içinde bay ve bayan din görevlilerinin, işadamlarının, esnafları, doktorların, gazetecilerin ve siyasetçilerin olduğu herkes tarafından aşikardır. Daha önceki yıllarda bazı kurum başkanlarının Batı Trakyalı öğrencilerin Türkiye’deki üniversite girişlerindeki mülakatlarda yapılan haksızlıklara sessiz kalarak bugün ise “Biz FETÖ’cüleri ayırım ve baskı yaptığını biliyorduk” diye açıklamalar yaparak vicdanlarını temizlemek yerine olaylarda yer alan ve bazı gençlerin geleceğini karartanların hesap vermesi için açıklamalar yapması lazımdır. |
“Milli şairimiz merhum Mehmet Akif, Türk milletini İstiklal Mücadelesi’ne razı etmek için gittiği Kastamonu’da 19 Kasım 1920 tarihinde şöyle der: “Milletler topla, tüfekle, ordularla, tayyarelerle yıkılmaz. Milletler ancak aralarındaki bağlar çözülerek, herkes kendi başının derdine, kendi menfaatini temin etmek sevdasına düştüğü zaman yıkılır.” Bu ifade doğru değilmidir?
|
Balkanlar, bizim eller hem de yâd eller, erken kaybettiğimiz mahalleler… Kaybedilmesi mukadder olan bir Balkan savaşıyla zorlu ve zorunlu göçe tabi olan en az 5 milyon insanımız, telef olan tarih ve coğrafyamız, tarlalarımız, hayvanlarımız, sönen ocaklarımız, kararan hayatlarımız. Güvenliksiz topraklar, eşkiya ve komitacı tuzaklı yollar ve akan kanlar giden canlar… |
|
Rus Derin Aklı, ilk hamlelerde hiç ortaya çıkmaz, en son noktada ortaya çıkar. Derin Rus Aklı denilen yapı, son noktaya, müdahale etmesi gerektiği ana kadar bekler, bu arada yaşanan kaybın miktarına hiç bakmaz. Halkını çok iyi tanır. “Aslen neyi muhafaza etmem gerekiyor” sorusunun cevabını belirlemiştir. Bu cevabın içindeki tüm parametreleri muhafaza etmeye çalışır, bunun dışındakilerle hiç ilgilenmez. Bu sırada, kim kiminle görüşmüş, kim nereyi ele geçirmiş, idareciler kimmiş, neler yapıyorlarmış, ilgilenmez, çünkü tüm bunların fazla bir önemi yok. |
|
23 Kasım Çarşamba günü Gümülcine’deki İdadiye Azınlık İkokulu’ndaki toplantı salonunda gerçekleştirilmesi planlanan genel kurul, toplantı yeter sayısına ulaşılamaması üzerine ertelendi. Encümenler Birliği Genel Kurulu’nun 30 Kasım Çarşamba günü saat 16:00’da Gümülcine İdadiye Türk Azınlık İlkokulu’nda yapılacak. |
|
4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 ![]() |