Belediye Başkanlarımız Referandum İçin Ne Dedi? Belediye Başkanlarımız Referandum İçin Ne Dedi? Millet Gazetesi SYRİZA-ANEL koalisyon hükümeti, Avrupa Birliği (AB), Avupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası para Fonu (IMF)’den oluşan kreditörlerle sürdürdüğü müzakelerden sonuç alamaması nedeni ile 27 Haziran 2015 Cumartesi akşamı düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında referanduma gitme kararı aldı. Başbakan Aleksis Tsipras tarafından açıklanan referandum kararı yurt içinde ve yurtdışında şaşkınlıkla karşılandı. Kreditörlerin Yunanistan’dan uygulanmasını istediği sert ve ağır kemer sıkma önlemleri konusunda hükümet, halkın karar vermesi yönünde tercih yapmasını üç azınlık belediye başkanına sorduk. Başkanlar bizlere hem referandum kararını değerlendirdiler, hem de kriz nedeni ile belediyelerde yaşanan hizmet aksaklıklarından bahsettiler. Başkanların değerlendirmeleri şu şekildedir. YASSIKÖY BELEDİYE BAŞKANI İSMET KADI: “REFERANDUMDA AB ve EURO’DA KALINMASI YÖNÜNDE OY VERİLMESİNDE YANAYIM” “Biz Yunanistan olarak ekonomik krizi özellike son beş yıldan beri yaşıyoruz. Bu konuda değişik boyutlara gelindi. Son gelinen boyut hakikaten feci bir durumu ortaya çıkardı. Bunu biz de büyük bir ilgi ile yakından izliyoruz. Kriz sadece belediyeleri değil, her bireyi ilgilendirmesi gereken bir durum. Dünya kamuoyu Yunanistan’da yaşananları takip ediyor. Açıkçası ülke olarak tüm dünyaya rezil olmuş durumdayız. Kriz başladığında ben Susurköy Belediye başkanıydım. Bir belediyeci olarak, hakikaten kriz bizi çok zor durumda bırakmış diyebilirim. Bu süreç vatandaşa hizmet gücümüzü ve bizlere verilen kaynakları %75 azaltmış durumda. Bu durumdan ötürü çoğu zaman bizler vatadaşa karşı mahcup durumdayız. Referandum kararına gelince bu karar hakikaten ülkenin tarihi açısında feci bir durum ortaya çıkarttı. Zannediyorum iktidar da bu referandum kararının bu boyutlara ulaşabileceğini tahmin edebilseydi böyle bir karar almazdı. Çünkü herkesin beklentisi bunlar göreve gelirken halktan aldıkları emir apaçık ortadaydı. Halk Avrupa’da kalmayı istiyordu. Avrupa platformu içerisinde bir çözüm bulunması ve ülke ekonomisinin biraz rahatlayıp gelişmeye başlamasını istiyordu. Ancak bu olayın bu şekilde cereyan etmesi iktidar açısından acı bir durumu ortaya çıkardı. Görüyoruz bankalar kapandı, yaşlı insanlar banka kuyruklarında. Pazar günkü halk oylamasında evet çıkarsa ya da hayır çıkarsa ne olur bunu kestiremiyoruz. Ne olacağını bilmiyoruz. Dünya bizi ilgi ile izliyor. Hiç kimsenin bilmediği bir durum ortaya çıktı. Ama şu net ki, halkımızın da bunu bilmesini istiyorum. Biz Yunanistan olarak Avrupa Birliği içerisinde kalmak istiyoruz. Euro para biriminin devam etmesini istiyoruz. Bunlar bizim olmazsa olmazımız. O açıdan bizim görüşümüz halkın menfaatleri için Yunanistan’ın AB ve Euro bölgesinde kalması yönünde olmalıdır. Bunun aksi durumda azınlık olarak değerlendirirsek, azınlık hakları mücadelesinde AB dışında olduğumuz dönemlerde ve şu anda nasıl olduğumuzu da değerlendirmek lazım. Hükümetin istediği hayır oyu ile neyi elde edebileceğimizi bilmiyoruz. Avrupalıların bu sert tutumuna güçlü hayır desteği alan hükümetin ne edeceğini de net şekilde kimse ifade edemez. Ekonomik kriz belediyeyi nasıl etkiledi? Şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Halkımızda yaygın bir görüş var. Bazı insanlarımız diyor ki; “benim herhangi bir kredim yok, benim çeklerim yok, bankalarla bağlantım yok, iş hayatında aktif değilim ülke batsa ne olur”. Böyle bir anlayış kesinlikle çok yanlış. Size basit bir şekilde şöyle ifade edebilirim ki, ülkenin batması, AB’den ve Euro para biriminden çıkmamız durumunda, belediye kaynaklarının çoğunu kaybedecek. Belediyenin kaynaklarının çoğu AB kaynaklarıdır. Örneğin bizim Yassıköy’de halen inşası devam eden Biyalojik Arıtma Tesisinin bütçesi 12 milyon Euro’yu buluyor. Yani buna 8 milyonluk nakit gerekiyor. Bu para AB’den alınmadığı durumunda bu paranın halk tarafından ödenmesi gerekiyor. Bu parayı bizim nereden bulabileceğimizi bize kim söyleyebilir. Hiç kimse bu beni ilgilendirmiyor AB ve Euro’dan çıkmamız biz değil başkaları zarar görür şeklinde hareket etmemesi gerekiyor. Sistem bozulduğu halde herkes kendine düşen payı alacaktır. Son olarak, şunu belirtmek istiyorum, bizler AB platformu içerisinde hareket ederek mücadele verme taraftarıyız ve bundan dolayı referandumda AB ve Euro’da kalınması yönünde oy verilmesinden yanayım. MUSTAVÇOVA BELEDİYE BAŞKANI CEMİL KABZA: “AVRUPA’SIZ ve EURO’SUZ BİR YUNANİSTAN’I DÜŞÜNMEK İSTEMİYORUM” “Öncelikle şunu söylemekte yarar var.Yunanistan son 40 yılın en büyük sorunları ile boğuştuğu, ekonomik kriz son noktaya ulaştığı bir dönemi yaşıyor. Ülkenin Avrupa Birliği’nde kalıp kalmayacağı tartışılır hale gelmiş. Bankaların kapandığı, emekli kuyrukların başladığı bir dönem yaşanıyor. Bu AB ülkelerinde nadir görünen manzalardan biridir. Şu anki manzara büyük bir belirsizliğin temellerini atıyor. SYRİZA hükümeti iktidara geldiğinde AB ve kreditörlerle verdiği mücadelenin sonuç vermediğini görüyoruz. Nitekim Tsipras hükümeti halkın iradesine başvuracağını açıklamıştı. Nitekim referandum kararı oldu. Referandum kararının yankıları AB’de de büyük oldu. Dünya basını Yunanistan’ın ekonomik krizi ile uğraşır hale geldi. Referandumun kararı Anayasa’ya uygun olup olmadığı tartışılıyor. İki vatandaş kararın iptali için mahkemeye başvurdu ve Anayasa mahakemesinin kararı bekleniyor, yarın öğleden sonra açıklanacak. Belediye olarak referandum hazırlıkları yapıyoruz. 39 sandığımızı köylere dağıtacağız. Fakat Doğu Makedonya Trakya Bölge Sekreterliği’nden bizlere ulaşması gereken malzeme henüz ulaşmış değil. Normalde yarın öğleden itibaren dağıtılması gerekiyor. Aldığımız bilgiler malzemelerin henüz sekreterliğe ulaşmadığı yönünde. İkinci olarak, referandum ilan edildikten sonra Tsipras kreditörlere yeni bir teklite bulundu. Bu teklif de AB tarafından reddedildi. Dolayısıyla 5 Temmuz Pazar günü referandumda oylayacağımız soru eskimiş oldu. Pazar günü neyi oylayacağız? Tsipras hükümetinin ilk sorduğu soruya evet dersek o zaman sonradan sunmuş olduğu teklif geçersizdir. Karmaşıklık söz konusu. Referandum kararından AB rahatsız. Vatandaşın dayanacak gücünün kalmadığı bir memlekette yaşıyoruz. %27 işsizlik oranının olduğu bir ülke durumuna gelmiş durumda. Başkanlığını yaptığım Mustafçova Belediyesi’nde işsizlik oranı %50’nin üzerinde ve çoğu genç. Köy ziyaretlerimde sürekli konuşulan konu referandumdur. Bir kısmı AB’den yana evet oyu kullanacağız derken, işsiz olan kısım ise, “biz zaten 5 yıldan beri işsizis, görebileceğimiz en kötü günleri gördük bundan daha kötüsü olamaz” diyerek hayırdan yana oy kullanacaklarını söylüyorlar. Pazar günü ülkemizin geleceği açısından dönüm noktası olacak. Nasıl bir yolun izleneceği belli olmayan bir süreç başlayacak. Millet tedirginlik içerisinde bekliyor. Benim temennim, ülkenin AB’nin içerisinde kalması ve Euro para biriminden ayrılmamasıdır. Özellikle yerel yönetimlerin %80 AB fonlarından olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor. Avrupa’sız ve Euro’suz bir Yunanistan’ı düşünmek istemiyorum. Ekonomik kriz belediyeyi nasıl etkiledi? 2010’dan bu yana belediyelere aktarılan fonlarda %61 kesinti söz konusu. Dolayısıyla örneğin devlet bütçesinden Mustafçova Belediyesi’ne 2010 yılında 2.5 milyonluk bir bütçe ayrılırken, bugün bu bütçe 480 bin Euro’ya düşürülmüştür. Belediyede çalışan memurların maaşlarında kesintiler yapıldı. Örneğin, dört olan başkan yardımcılarından ikisi ödenir duruma geldi. Bunu SYRİZA hükümetine yüklemek istemiyorum. Bu alınan tedbirlerin sonucuydu. Örneğin, Doğu Makedonya Trakya Bölgesi için 2007-2013 ESPA programı miktarı 830 milyon Euro civarındayken, 2015-2020 dönemini kapsayan ESPA programı miktarı 505 milyon Euro olacak. Dolayısıyla 300 milyon kayıp söz konusu. Sürekli bir kesinti ile karşı karşıya kaldığınızda yaptığınız bir programı tamamen uygulamanız mümkün olmuyor. Yerel yöneticiler olarak zor şartlar altında çalışıyoruz. Meclis üyelerine herhangi birşey verilmiyor. Özellikle belediyenin hizmet yapabilmesi için teknik desteğe ihtiyacı var. Projeye ve paraya ihiyacı var. Bütün bunlar %60 kesintiye uğradığı zaman gerisini siz düşünün. Şu anda %50 civarında fonlara sahipsiniz ve bununla ilerlemek zorundasın. Halkımız da bunun farkında ve anlayışla karşılıyor. 5 aylık süreçte kreditörlerle devam mı tamam mı için mücadele verilirken rutin işler devam etti. Ülkenin geleceği ile ilgili kararlar alınacak. Temennim odur ki, karar ne olursa olsun Pazar günü sandıktan çıkacak sonuca herkesin saygı duyması gerekiyor. Sonuç ne olursa olsun zor şartlar altında olsa bile Yunanistan AB’nin bir üyesi olarak devam etmelidir.” KOZLUKEBİR BELEDİYE BAŞKANI RIDVAN AHMET: “HÜKÜMETİN A,B,C PLANLARI OLMASI GEREKİYORDU” ”Başbakan Aleksis Tsipras, kreditörlerle sürdürdüğü mücadeleden sonuç alamayınca referandomu çıkar yol olarak gördüğünü düşünüyorum. Sayın Tsipras’ın önünde iki tercih vardı. Ya halka soracaktı ya da kendisi karar verecekti. Gerçekten ülke için çok zor bir karar. Kendisi bu konuda sorumluluk almaktansa halka sormayı tercih etti. Aslında bir liderin evet veya hayır konusunda millet onu zaten belirli düşüncelerle çıkardı. Kararı kendisi alması gerekiyordu. Millete sorması siyasi bir tercih. Sonuçta yasalarla verilmiş bir haktır. Milletin SYRİZA hükümetinin almış olduğu referandum kararını en iyi şekilde değerlendirip tercihini yapacağını düşünüyorum. Başbakan Tsipras’ın referandum kararını açıklamasının ardından bütün dünya basını gözlerini ülkemize çevirmiş Yunanistan’da yaşanan gelişmeleri takip ediyor. Maalesef referandum kararı ülkeye olumsuz bir hava kattı. Bizim bu durumlara düşmememiz gerekiyordu. Hükümetin A,B,C planları olması gerekiyordu. Ülkenin hem iç görünümü hem de dış görünümü açısından pek de iç açıcı bir manzara ortaya çıkmadı. Ekonomik kriz belediyeleri nasıl etkiledi? Ben 10 aydan beri belediye başkanlığı görevindeyim. 9 aydan beri son 10 güne kadar hep aynı sıkıntıları yaşadık. Tsipras hükümetinden daha önce alınan tedbirlerle belediyeler sıkıntı yaşıyordu. Belediyeleri daha geniş alana hizmet verecek konuma getirilmeleri gerekirken, daha da küçülttüler. Halka hizmet götüremeyecek konuma girdiler. Gerek personel sıkıntıları ile gerekse başka konularla bu noktaya geldik. Maalesef son bir haftadan beri olan olaylar belediyemizin araçlarını çalışamaz hale getirdi. Korkarım bu durum Pazartesi günü de devam ederse bunu hem belediye yönetimi hem de halkımız ciddi şekilde hissedecek. Köylerde çöplerimizi toplayamaz duruma geleceğiz. Çünkü gaz aldığımız kurumlar bankalarda işlem yapmadıkları için onlardan gaz alamıyoruz. Açıkçası ne tür bir geleceğin bizi beklediğini kestiremiyoruz. Pazar günü yapılacak referandumda nasıl bir karar vereceğimi konusunda oturup insan düşündüğünde çok zor bir karardır. Biz kararımızı verirken evet dediğimizde bizi nelerin beklediğini, hayır dediğimizde nelerin beklediğini çok iyi bilmeniz gerekir. Bir belediyeci olarak düşündüğümüz zaman, belediyelerin halka hizmet anlamında kendi öz kaynakları çok az. Avrupa Birliği programlarından son derece istifade ediyoruz. Avrupa’dan gelen yardımların hiç bir şekilde kesilmeyeceği şekilde davranılmalıdır. Milletvekillerini, belediye başkanlarını seçen milletin buradaki kararı çok önemli. Milletin en doğru kararı vereceğine inanıyorum.” Kaynak: http://milletgazetesi.gr |
1506 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |