Ütülüyoruz, küçültüyoruz ÜTÜLÜYORUZ,KÜÇÜLTÜYORUZ. ‘’Ekmeğini elde etmemiş adamdan koca olmaz. ‘’Büyük Annem. ‘’Ekonomik hürriyeti olmayanın, bağımsızlığından söz edilemez.’’ Neumark. ‘’Onlar denk bütçe eğitimiyle öğretildiler, Devlet bütçeleri hiçbir zaman denk olmaz. Borçlanacaklar, biz borç veren olacağız. İkrazları toplayacağız. Borçlandıracağız.’’ 1886 Sion protokolleri. ‘’Esaretin bir çeşiti de, borçlandırmadır.’’ Abdülhamid Han. ‘’1914 de Çanakkale’yi geçemeyen devlerin zırhlı gemileri, 1918 de İstanbul’a borcu borçla ödeme sebebiyle ekonominin iflasından dolayı geldiler.’’ Kesler. Türk vergi kanunu 1935 Fransa’dan alınma ve tercüme edilmedir. Uzun yıllar sonra ortaya çıkmıştır ki Fransızların sömürgelerinde kullandıkları ekonomilerini kontrol altında tutmak için yaptıkları, büyümeyi (istemediklerinin büyümesini) kontrol altında tutacak vergi kanunudur, Çok değişikliğe uğramasına rağmen mantık hala ortada durmaktadır. Kullandığımız akaryakıtın 3/5 i vergi olduğuna göre, ben büyük cc’li arabayı özendirici olmalıyım değil mi? oysa ki büyümeyi engelleyici kafa halen 2000 cc den büyük araca binmeyi yüksek vergilerle cezalandırıcı zihniyette. Genelgelerle işi yönetmeye talip Maliye bürokrasisi; adeta bu işleri bensiz yapamazsınız, bana muhtaçsınız demekte; işi ehem göstererek kendisini önemsettirme cambazlığı sergilemektedir. ‘’Bu maliyeci kafalarla ekonomi olmaz, olamaz.’’ Neumark ekonomiyi zinhar maliyecilere bırakmayın derken bunları ima ediyordu. Mevcut sistem Fransa sömürgelerine kakalanan bir vergi modelidir ve tamamen yanlıştır. Sistem mükellefi önce hırsız yapan bir sitemdir. Sonra kendisi problemi çözen tabi çözdüğü içinde parmağını yalayan konumunda tutmaktadır. Bu yalan, yanlış bütçe ve vergi modelleri ile ülkeye yazık eden maliyecilerin mal varlıkları toplamı borçlarımızı iki kez öder fazlada gelir. İktisatçı dostumuz Mehmet TOPÇU bey harika bir çalışma ile geldi; O da ciğeri bu Vatan için yananlardan, hırsızlığı, uğursuzluğu görüp susmayanlardan. Sistem muhasebe karının vergilendirilmesi üzerine kurulu, oysa enflasyon denilen ve tamamen bürokrasinin, siyasetin finans edilmesinden; aslında iaşe edilmesinden, alınan pahalı hizmetlerin bedelini yükseltilmiş vergiler ve izansız borçlanmalarla ahali ödemektedir. Enflasyonun kendisi zaten direk bir vergidir. Vergi; ekonomik kardan alınmalıdır.(Mehmet TOPÇU). Muhasebe karından alındığı müddetçe sakınca doğurur ve her yıl artar, tasarruf edemeyiz ve devamlı borçlanırız. Yabancı sermaye- öz kaynak ortaklıklarında öz kaynak hep zarardadır. Mükellefler kendi öz kaynaklarına, hısızlık yaptırtılmaktadır. Büyükler yurt dışında ki bıyıklı paralarını, borç adıyla işletmelerine getirmekte olup ülkelerin GSMH/Dış borç rasyosunu bozmakta, kredi notunu düşürtmektedirler. Ülkenin de pahallı borçlanmasına sebeplerdir. Bu modelle oto finansman üretilmesi engellenmektedir. Sanal olan muhasebe karı ve gerçek olan ekonomik kar; Ancak pahalı uzmanlarca aranıp bulunabilmektedir. Oysa ki bu beyinler daha verimli işlerde kullanılabilir. Sektörel bankacılığa geçilmemesi sebebiyle tefeci zihniyetiyle çalışan bankalarımız firmaları işletme dışı yatırımlara; teminat olarak kullanabilecekleri gayrimenkul alımına yönlendirici olmaktadır. Bilanço darboğazı yaşayan firmalarımız halka açılmada ve kredi bulmakta zorluklar yaşamaktadır. Vergi sayımız çoktur, pursantajlarımız da yüksektir. Bu negatifler kayıt dışı ekonomiyi özendirmektedir. -Gelir vergisi %10 + KDV(mahsuplu) %3 iki vergili sisteme geçmeliyiz. (Bu modelle kayıt dışı gönüllü olarak sisteme dahil olacak ve bütçe fazla verecektir???) - Ülkenin dört yüz bin kilometre karesini free zon ilan etmeliyiz. - Bölgelerindeki mükellefleri büyütmeyen, ticareti hızlandırmayan bankacı ve vergicilerin sicillerinin ve terfilerinin engelleneceği bir üçlü sacayağı modeline geçmeliyiz. Yatırımcıyı, Girişimciyi, Sanayiciyi, Müstahsili ve Müteşebbisimizi koruma altına alacak, bürokrasinin sultasından koruyacak, siyasetçinin elinin uzanamayacağı konuma taşımalıyız. İş,Ticaret ve Projeleri garanti altına alacak teminat ve sigortalarını geliştirmeliyiz. Yeni yatırım finans enstrümanları üretmeliyiz. Evet; iki vergi, ülkenin yarısı serbest bölge ve büyümenin ve hızlandırılmış ticaretin önündeki engeller tamamen kaldırılmalıdır. Tasarrufsuz bir iktisadiyat düşünülemez. Devlet; milletine güven duyulacak bir Tasarruf Enstrümanı bulmalı, sunmalı. Elin, dost olmayanının parasını yatırım aracı olmaktan çıkartmalı, bizi de keselerimizi de dolar, euro, faiz sömürücülerinden kurtarmalıdır. Aracıların hem de kayıt dışı olarak müstahsilden fazla haksız kazanç temin ettiği bir sistemin de, ona hala sahip çıkan bir rejiminde ayakta kalması mümkün değildir, çünkü haksızlıkta bir nevi zulümdür. Yalçın KOÇAK |
1331 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |