T.C. Diyanet İşleri Başkanı Görmez: İnancını kaybeden kimliğini kaybeder T.C. Diyanet İşleri Başkanı Görmez: İnancını kaybeden kimliğini kaybeder T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Berat Kandili dolayısıyla geldiği Batı Trakya'da İpsala Sınır Kapısı’nda yüzlerce soydaş tarafından karşılandı. Sınır kapısındaki karşılamada Başkonsolos Ali Rıza Akıncı, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, müftü yardımcıları, İTB Başkanı Ahmet Kurt, Çınar Derneği Başkanı Cengiz Ömer, BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin Ahmetoğlu, çok sayıda din görevlisi ve soydaş hazır bulundu. Başkan Görmez Batı Trakya ziyareti kapsamında İskeçe ve Gümülcine Müftüleri ile GTGB ve İTB'yi ziyaret etti. Başkan Görmez ve beraberindeki heyet İskeçe Çınar Camii'nde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen ve TRT Diyanet ile TRT Avaz kanallarından canlı olarak yayınlanan Berat Kandili programına katılarak Batı Trakyalı kardeşleriyle kucaklaştı. Başkan Görmez yaptığı konuşmalarda önemli mesajlar verdi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, temaslarına Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosluğunu ziyaret ederek başladı. Başkonsolosluk binasında Batı Trakyalı parlamenterler, seçilmiş müftüler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Başkan Görmez, ziyaretinin ardından Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif'i makamında ziyaret etti. Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü Başkonsolosluktaki temaslarının ardından Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif'i makamında ziyaret eden T.C. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez burada yüzlerce din görevlisi tarafından karşılandı. Kendisini karşılayan din görevlileriyle teker teker selamlaşan Mehmet Görmez herkesin Berat kandilini tebrik etti. Daha sonra İbrahim Şerif ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştrien Görmez ardından basına bir demeç verdi. Bu ziyaretin gecikmiş bir ziyaret olduğunu dile getiren Başkan Görmez, “Bildiğiniz gibi Miraç Kandilini Allah nasip etti Kudüs’te Mescid-i Aksa'da Filistinli kardeşlerimizle idrak ettik. Berat kandilini ise Batı Trakya'daki millet varlığımızla idrak etmekten mutluluk duyuyorum. Milletimizin, Batı Trakya'daki millet varlığımızın ve İslam Aleminin Beratını tebrik ediyorum. Allah bu kandili beratımıza vesile kılsın. Berat Kandilinde buradaki soydaşlarımızda birlikte olmaktan hakikaten bahtiyarım” dedi. Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü ziyaretinin ardından Başkan Görmez öğle namazını kılmak üzere Gümülcine'nin Kırmahalle Camii'ne gitti. Burada da soydaşlar tarafından coşkuyla karşılanan Görmez kılınan öğle namazının ardından camide bulunan cemaate hitap etti ve Batı Trakya'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. GTGB'nde din görevlileriyle buluşma Berat Kandili için Batı Trakya’ya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, daha sonra bölgede görev yapan din görevlileriyle Gümülicine Türk Gençler Birliği'nde bir araya geldi. Batı Trakya'nın manevi hayatına rehberlik eden din görevlileriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti paylaşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Aramızda başka bir ülkenin sınırları olabilir ama bizim kalplerimiz arasına hiç kimse sınır koyamaz” dedi. En kötü sınırların kalpler arasına konulan sınırlar olduğunu ifade eden Başkan Görmez, din görevlileri buluşmasında şu hususlara değindi; "Aramızda başka bir ülkenin sınırları olabilir ama bizim kalplerimiz arasına hiç kimse sınır koyamaz. Edirne’deki, İstanbul’daki kardeşlerle Gümülcine ve İskeçe’deki kardeşler arasına kimse sınır koyamaz. En kötü sınırlar yüreklerimizin arasına koyduğumuz sınırlardır. Biz kendi yüreklerimiz arasında duvarlar örmezsek bizim aramıza konulan diğer sınırların anlamı olmaz. Yeter ki biz gönüllerin arasına duvar örmeyelim. Kalplerimizi birbirimize açalım. Birbirimizden haberdar olalım. Zaman zaman ihmallerimiz kusurlarımız olabilir. Batı Trakya'da yaşayan kardeşlerimize karşı ihmallerimiz var bunları telafi etmeliyiz. Bizim büyük bir tarihimiz ve büyük bir sorumluluğumuz var. Dünyanın hiçbir yerinde bir Müslüman azınlık yok ki Diyanet İşleri Başkanlığı iletişim kurmasın. Güçlerimizi gönüllerimizi birleştirmeliyiz. "Batı Trakya’da vakıfların sahiplerine iade edilmesi hususunda çağdaş dünya tek bir cümle sarf etmiyor." Balkanlar, Osmanlı’dan kalma bir vakıf medeniyeti arazisi üzerine kurulmuş topraklardır. Bu konuda dünyada büyük gelişmeler yaşanıyor. Aynı zamanda her Batı Trakyalı entelektüel, din gönüllüsü, münevver, aydın aynı zamanda uluslararası hukuku bilmeli ki kendi toplumu hakkındaki hukuku dünyanın her yanında savunabilsin. Uluslararası hukuku bilmeliyiz. Biz Türkiye olarak azınlıkların sahip olduğu ne kadar vakıf mülkiyetleri varsa hepsini sahiplerine iade ettik. Allah’ın bir insana verdiği hakkı bir başkası alamaz. Ama çağdaş dünyadan bu konuda muadil adımlar atmasını bekledik. Balkanlarda bütün dini kurumların varlıklarını tarih boyunca üzerine bina ettikleri vakıf arazileri var. Batı Trakya’da vakıflar var. Onlarca alimin ismiyle yad edilen Batı Trakya’da vakıflar var. Ama çağdaş dünya bunların da sahiplerine iade edilmesi hususunda bir cümle sarf etmiyor. Sizin bu hakları hukuku da bilmeniz gerekiyor" dedi. "Sizlere Türkiye’den kucak dolusu selâmlarla geldim…" Türkiye’den kucak dolusu selamlar getirdiğini de belirten Başkan Görmez, sözlerine şöyle devam etti; "Sizlere Türkiye’den kucak dolusu selâmlarla geldim. Diyanet camiasının, milletimizin ayrı ayrı selamlarını iletmekten ve Berat kandilinde bu selamları size iletmekten dolayı bahtiyarım. Balkan savaşlarından bugüne kadar buradaki millet varlığımızın Müslüman kimliğinin ayakta kalmasına katkıda olan bütün büyüklerimize, sizlere minnettarız. Bugünün Yunanistan'ında Müslüman varlığını, kimliğini ayakta tutmaya çalışan bütün gençleri gönül dünyasından yakalayacak dili bulmalıyız. Kimlik nasıl muhafaza edilir Müslüman kimliği nasıl muhafaza edilir? Bunu düşünmeliyiz. Müslümanların kendi kimliklerini muhafaza edebilmeleri konusunda ailelere yardımcı olmak için her imamımızın, Kur'an kursu hocamızın elinde programlar olmalıdır. Hiç bir ayrım yapmadan herkese ulaşmamız gerekir. Batı Trakya'nın tarihini her genç, her çocuk bilmelidir. Atalarınızın atalarımızın nasıl mücadele verdiğini, nasıl buralara geldiğini bilmeliyiz" dedi. İskeçe Müftülüğü Batı Trakya temaslarını sürdüren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Gümülcine’nin ardından İskeçe’ye geçerek, seçilmiş Müftü Ahmet Mete’yi makamında ziyaret etti. İskeçe Müftülüğü girişinde Başkan Görmez'i yüzlerce din görevlisi ve soydaş karşıladı. Daha sonra İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştiren Mehmet Görmez ardından İskeçe’de görev yapan din görevlileriyle de bir araya geldi. İskeçe Türk Birliği Diyanet İşleri Başkanı Görmez, daha sonra 1927’den beri faaliyet gösteren İskeçe Türk Birliğini de ziyaret etti. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bazı kuruluşların topluluklarla özdeşleştiğini belirterek, “Bazı topluluklarla özdeşleşen kuruluşlar vardır. İskeçe Türk Birliği de bir davayı temsil eden sembol bir kuruluştur” dedi. İskeçe Türk Birliğinin, Batı Trakya’daki millet varlığının kimliğini muhafaza etmek için çalışan bir kuruluş olduğunu vurgulayan Başkan Görmez, şunları söyledi; “Batı Trakyalı kardeşlerimizin gönül birlikteliği ve kimliklerini muhafaza etmek için gösterdiği çaba her türlü takdirin fevkindedir…” İskeçe Türk Birliği, bir davayı temsil eden sembol bir kuruluştur. Bu davayı temsil eden dostlarımı yürekten kutluyorum. Sizin gönül birlikteliğiniz kimliğinizi muhafaza etmek için gösterdiğiniz çaba her türlü takdirin fevkindedir. Bu çaba ortadayken sizi kimse üzemez. Aramızda bir başka ülkeye ait sınır olsa da sizler bizim ayrılmaz bir parçamızsınız. Türkiye’de herkes böyle düşünüyor. Çünkü aramızda başka bir sınır olsa da kalplerimiz, gönüllerimiz, yüreklerimiz arasına hiç kimse sınır koyamaz. Gönüllerimiz birdir. “Bir ülkenin büyüklüğü ekonomisiyle değil, farklı inançlara, kültürlere, medeniyetlere uyguladığı hukuk ile değerlendirilir…” Batı Trakyalı kardeşlerimizin gönül birlikteliği olduğu sürece sizin bu davanız bir gün insanlık tarafından anlaşılacaktır. Herhangi bir ülkenin büyüklüğü ekonomisiyle değil, farklı inançlara, kültürlere, medeniyetlere uyguladığı hukuk ile değerlendirilecektir. “İnanç, din, iman kimliğimizi oluşturan bütün unsurların ana koruyucusudur…” Azınlık ve çoğunluk kelimeleri bizim medeniyetimizde olmayan bir şeydir. Biz kimlikleri sayılarla ifade etmeyiz. Biz bu tür mücadelelerimizde hukuk ve barıştan vazgeçmeyiz. Hukuk temelinde ve barış eksenli mücadele yaparız. Bizim inancımızın adı İslam'dır. İslam barış demektir. Barış temelinde hukuk sınırlarını aşmadan mücadelenizi yürütünüz. Bunun için kimliğinizi diri tutmalı ve aramızdaki kardeşliğin bitmemesi gerekir. İnancımızı ve dinimizi korumak en önemli olan şeydir. İnancını kaybeden dilini de kaybediyor, dinini kaybeden kültürünü, tarihini, bilincini de kaybediyor. İnanç, din, iman kimliğimizi oluşturan bütün unsurların ana koruyucusudur" dedi. İskeçe Çınar Camii Berat Kandili Programı T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Berat Kandilini Batı Trakya’da Müslümanlarla birlikte idrak etti. Diyanet İşleri Başkanlığının İskeçe’de tarihi Çınar Camiinde düzenlediği Berat Kandili Özel Programı Meşhur hafızların Kur’an tilavetiyle başladı. Mevlit ve ilahilerin de seslendirildiği programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Batı Trakyalı Müslümanların Berat Kandilini kutlayarak, Türkiye’den kucak dolusu selamlar getirdiğini kaydetti. Hangi coğrafya olursa olsun gönüller bir olduğunda sınırların öneminin olmadığını vurgulayan Başkan Görmez, “Aramızda başka ülkelerin sınırları olsa da kalplerimiz arasında sınır olmaması Allah’ın bizlere bir lütfudur. Gönüllerimiz bir oldukça aramıza hiç kimse sınır koyamaz. Bizi kardeş kılan Allah’a hamd olsun” dedi. Berat Kandilinin inananlara getirdiği üç büyük mesajın olduğunu belirten Başkan Görmez, şunları söyledi; “Berat Kandili bize her türlü kötülükten, zulümden, adaletsizlikten, şirkten, küfürden, kibirden beri olmayı, uzak olmayı öğretir…” Bugün Berat Kandili… Efendimiz bugünlere geldiğinde şöyle dua ederdi; ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır. Allah Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kılsın ve hep birlikte bu gece beratımızı almış olarak bizleri Ramazan ayına kavuştursun. Batı Trakya’da millet varlığımızın parçası olarak hayatını sürdüren kardeşlerim, her sene gelen Berat Kandili bize üç büyük mesaj getirir; Beratın birinci manası, yeryüzünde her türlü kötülükten, zulümden, adaletsizlikten, şirkten, küfürden, kibirden beri olmayı uzak olmayı bize öğretir. İslam’ın iki tane önemli kavramı vardır, ‘Tevella’ ve ‘Teberra’… Vela ve Bera… Teberra, her türlü şirkten, kötülükten, adaletsizlikten beri olmak uzak olmak demektir. Tevella ise, daima iyinin yanında yer almak, hakkın ve hakikatin yanında olmak demektir. İşte Berat Kandili bize önce beri olmayı sonra veli olmayı öğretir. Beri olmayan veli olmaz. Kötülükten uzaklaşmayan iyiliğe dost olmaz. Her türlü şeytani düşünceden uzak olmayan Allah’a dost olmaz. “Berat Kandili bize birbirimizi bağışlamayı öğretir…” Berat kandilinin bize öğrettiği ikinci mesaj ise, bize birbirimizi bağışlamayı öğretir. Allah’tan affetmeyi dileyen kardeşini affetmeyi bilir. Bağışlanmayı dileyen kardeşini bağışlamayı bilmelidir. Birbirimizi onarıcı, bağışlayıcı olmalıyız. Ayıplarını örtücü olmalıyız. “Berat Kandili bize özgür olmayı öğretir…” Berat kandilinin üçüncü ve asıl büyük mesajı ise, yeryüzünde özgürlük beratımıza sahip olmaktır. Özgürlük… Her şeyden önce gönül dünyamızı özgürleştirmek… Çünkü beratın bir manası da özgür olmaktır. İnsan nasıl özgür olur? İnsan kendi kalbini, gönül dünyasını her türlü kötülükten, günahtan arındırdığı zaman özgür olur. Tutkularının, arzularının esiri, kölesi olmaktan çıktığı zaman ancak özgür olur. Beratı veren Allah’tır ama ona sahip olmak bizim elimizdedir. Yüreğimizi, gönlümüzü, kalbimizi her türlü şirkten, kötülükten, günahtan, tutkudan, hevadan özgürleştirince özgür oluruz. “Kendi tutkularına, heveslerine kul, köle olandan özgür olmaz…” İslam alimleri özgürlüğü üçe ayırır, cismani-bedeni hürriyet… Biz bu hürriyet ile organlarımızı kullanırız. Konuşuruz, yürürüz. İkinci özgürlük ise, siyasi ve medeni hürriyet… Kendi topraklarında özgürce iradesiyle yönetmeye sahip olmak demektir. Üçüncüsü ise ahlaki ve vicdani hürriyet… Bu özgürlük olmazsa diğerlerinin anlamı yoktur. Hz Yusuf zindanda özgürken Firavun saraylarında esirdi. Niceleri sokaklarda serbestçe gezerler ancak esirdirler. Kendi tutkularına, heveslerine kul, köle olandan özgür olmaz. “Beratın bir manası da hakkı hak bilip hakka tabi olmak, batılı batıl bilip ondan uzak olmak demektir…” Dilimizden düşürmediğimiz bir dua vardır. Allah’ım hakkı hak bilip ona tabi olmayı bize nasip eyle, batılı batıl bilip ondan uzaklaşmayı bize nasip eyle. Beratın bir manası da hakkı hak bilip hakka tabi olmak, batılı batıl bilip ondan uzak olmak demektir. Bu bizim Müslümanlığımızın en temel esaslarından biridir. “Aramıza başka ülkelerin sınırları girdi ama gönüllerimiz arasına hiçbir zaman sınır girmedi…” Bu yüzyılın başında bu coğrafyada büyük acılar yaşandı. Kimimize hasret kimimize gurbet düştü. Aramıza sınırlar girdi ama biz öyle inancın mensuplarıyız ki, nerede yaşarsak yaşayalım Allah bizi kardeş kılmış. Gönüllerimizin arasında hiçbir sınır koymamış. Bu yüzyılın başından bu yana Balkan savaşlarında hayatını kaybeden bütün büyüklerimize Allah rahmet eylesin. Size sıhhat ve afiyet içinde kendi Müslüman kimliğinizi ebediyen payidar kılmayı nasip etsin. “Tarih gösteriyor ki, dinini, inancını kaybeden dilini de kültürünü de kaybediyor…” Herhangi bir ülkede Müslüman kimliğini ayakta tutmanın önemli bir prensibi vardır. Müslüman kimliğimizi muhafaza etmek… Bu kimliğimizi muhafaza etmek için kimliğimizi oluşturan temel unsurlar vardır. Bunların içinde biri vardır ki, onu kaybedersek kimliğimizi kaybederiz. Tarih gösteriyor ki, dinini, inancını kaybeden dilini de kültürünü de kaybediyor. İnancını kaybeden tarihini de kaybediyor. Sizden istirhamım barış içinde burada kalarak Müslüman kimliğinizi muhafaza ederek yaşamak… Yüz sene sonra sülbünüzden gelecek herhangi bir Müslüman çocuk için sağlıklı bir atmosfer oluşturmak… Bunun yolu eğitimden geçiyor. Öncelikle çocuklarımızı iyi eğitmeliyiz. Cehalet bizim semtimize asla uğramamalıdır. Çocuklarımızı iyi yetiştirerek, onları okutarak, terbiye ederek gerekli eğitimi vermeliyiz. “Hukuk temelinde ve İslam’ın ana caddesinden ayrılmadan, barış içinde davanızı en güzel noktalara ulaştıracağınıza inanıyorum…” Elbette Batı Trakya’daki kardeşlerimizin bütün uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş hakları var. Bunların takipçisi olmak sizin hakkınızdır. Hukuk ve barış içinde bu haklarınızın takipçisi olacaksınız. Hukuk temelinde ve İslam’ın ana caddesinden ayrılmadan, barış içinde bu davanızı en güzel noktalara ulaştıracağınıza inanıyorum. Biz öyle bir hayat yaşamlıyız ki, gayrı Müslim dostumuz sözümüze, özümüze, davranışımıza baktıklarında ‘Müslümanlar ne güzel’ demekten kendilerini alamasınlar. Allah bu mübarek geceyi beratımız kılsın. Berat Kandili vesilesiyle yeryüzünde özgürlüğünü kaybetmiş Müslüman milletlere gerçek özgürlüğün tadına ermeyi nasip etsin" diyerek sözlerini noktaladı. İskeçe'denin tarihi Çınar camiindeki Berat gecesi programına yaklaşık 2000 soydaş katılıdı. Cami içine ve cami avlusuna sığmayan cemaat cami dışına taştı. Kılınan yatsı namazının ardından cami çıkışında soydaşlarla kucaklaşan Başkan Görmez büyük bir coşkuyla karşılandı. Cami çıkışında Başkan Görmez ile kucaklaşan soydaşlar duygulu anlar yaşadı. Dimetoka temasları Geceyi İskeçe'de geçiren Başkan Görmez diğer gün Türkiye dönüşünde Dimetoka'ya gitti. Bölgede bulunan Seyyid Ali Sultan dergahını ziyaret eden Görmez ardından Dimetoka'ya gitti. Burada bulunan Çelebi Sultan Mehmet camiinin durumunu görme fırsatını bulan Mehmet Görmez ardından Dimetoka Müslümanları Kültür Derneği'ni ziyaret ederek faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Bektaşi Dergahını ziyaret etti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Berat Kandili için geldiği Batı Trakya temaslarının son gününde Dedeağaç’a bağlı Ruşenler Köyündeki Bektaşi dergâhını ziyaret etti. 1350 yılında Rumeli'ye gelerek İslam'ın yayılmasına hizmet eden Seyyid Ali Sultan'ın makamını ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez’i Kırklar Kapısında Seyyid Ali Sultan Dergahının Baş Postnişi (Dede) Mehmet Koç karşıladı. Dede Mehmet Koç ve dergahın sakinleriyle birlikte Meydan Evini gezen Başkan Görmez, burada yaptığı açıklamada, “Alevi’siyle, Sünni’siyle, Nakşi’siyle, Bektaşi’siyle biz Müslümanlar aynı inancın mensuplarıyız. Aynı Allah’a, aynı Peygambere, aynı ahirete iman ediyoruz. Aynı kitabın mensuplarıyız. Aramızda bu kadar mensubiyet varken bizim başka mensubiyetlerimizi İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçirmek doğru değil. İslam dünyasında büyük acılar yaşanıyor. İnsan-ı Kamil yetiştiren dergahlarımızı ötelemekle biz çok şey kaybettik” ifadelerini kullandı. İslam dünyasında yaşanan Kamil İnsan sorununun, irfan geleneğini kaybetmekten dolayı olduğunu kaydeden Başkan Görmez, şunları söyledi; “Hoca Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaş-ı Veli İslam’ın rahmet mesajlarını bu topraklara yaydılar…” Beraat Kandili'ni Batı Trakya'daki millet varlığımızla birlikte geçirmek üzere Batı Trakya'da olmaktan, Batı Trakya'daki kardeşlerimizle bu güzel geceyi idrak etmekten hakikaten büyük bir mutluluk ve bahtiyarlık duydum. Türkiye'ye dönerken bu dergaha uğramamak olmazdı. Hem Anadolu'da, hem de Rumeli'de bu dergahları kaybetmekle İslam medeniyeti çok şey kaybetti. Bugün burada ziyaret ettiğimiz zat ve benzeri insanlar asırlar önce, beş, altı, yedi asır önce İslamiyet’in en büyük ideali olan "insan-ı kamil" idealini bu topraklara getirmek için geldiler. Hem Hoca Ahmet Yesevi, hem Hacı Bektaş-ı Veli'nin "kamil insan" öğretisini yer yüzünde yaymak için bu topraklara yüce dinimizin rahmet mesajlarını getirdiler. Ben onlara rahmet diliyorum. Seyyid Ali Sultan’ın kabri başında dua eden Başkan Görmez, duanın ardından Seyyid Ali Sultan’ın kabri başındaki anı defterini imzaladı. Başkan Görmez’in anı defterine yazdığı mesajda şu ifadeler vardı; “2015 Berat Kandilini Batı Trakya'daki millet varlığımızla birlikte idrak etmenin bahtiyarlığını yaşadık. Türkiye'ye dönerken Hoca Ahmet Yesevi'nin ve Hacı Bektaş-i Veli'nin İslam'ın öngördüğü insan-ı kamil öğretilerini Yüzyıllar önce Rumeli'ye taşıyan Seyyid Ali Sultan Dergâhını ziyaret etmekten, buranın bekçiliğini yapan Bektaşi kardeşlerimizle buluşmaktan dolayı ikinci bir bahtiyarlık yaşadık.” Ziyaret, bir Diyanet İşleri Başkanının Batı Trakya’da Bektaşi Derneğini ilk defa ziyaret etmesinden dolayı ayrıca bir öneme sahip. "Biz, Türkiye'de kiliseleri onarırken, Balkanlar'daki insanlık mirası olan eserlerin restore edilmemiş olması üzücüdür" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Batı Trakya ziyaretinin son gününde Dimetoka’ya hareket ederek tarihi Çelebi Sultan Mehmet Camiini ziyaret etti. Seyyid Ali Sultan Dergahını ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in ikinci ziyaret noktası 1420'de ibadete açılan, 1952'de çatısından su alıyor gerekçesiyle ibadete kapatılan ve halen restorasyonu devam eden Çelebi Sultan Mehmet Camii oldu. Tarihi Çelebi Sultan Mehmet Camiinin uzun yıllar süren restorasyon çalışmaları sebep gösterilerek kapalı tutulmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Başkan Görmez, "Balkanlar'daki insanlık mirası olan bu eserlerin, bu tür oyalamalarla restore edilmemiş olmasından sadece üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim" dedi. Çelebi Sultan Mehmet Camii, Osmanlı mirasının en önemli eserlerindendir Caminin kapılarının kapalı olmasından dolayı da üzüntülerini dile getiren Başkan Görmez, şunları söyledi; "Çelebi Sultan Mehmet Camii, Osmanlı mirasının en önemli eserlerindendir. Bursa'daki Ulu Cami'nin bir benzeridir aynı zamanda. On sene önce de buraya gelerek bu camiyi görmüştüm. On sene önce geldiğimde restorasyon vardı. ‘Bir iki sene içerisinde bitirilecek’ denmişti ama hala bitmemiş olmasından dolayı gerçekten üzüntü duydum. Ayrıca bugün kapılarının açılmamış olmasından da büyük üzüntü duydum ki en azından son durumu görecektik. Biz, Türkiye'de kiliseleri onarırken, Balkanlar'daki insanlık mirası olan eserlerin restore edilmemiş olması üzücüdür Biz, bir taraftan Türkiye'de kiliseleri tamir ederken, onarırken, bir taraftan da Balkanlar'daki insanlık mirası olan bu eserlerin bu tür oyalamalarla restore edilmemiş olmasından da sadece üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim." Başkan Görmez, daha sonra Dimetoka Müslümanları Derneği'ni ziyaret etti. Dernek Başkanı Süleyman Macur tarafından karşılanan Başkan Görmez, derneğin sorunları dinleyerek halkla sohbet etti. Başkan Görmez Dimetoka ziyaretinin ardından Batı Trakya'dan ayrılarak Türkiye'ye döndü. Haber ve Fotoğraflar: Millet Gazetesi |
1750 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |