• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/p/Yunt%C3%BCrk-Yunanistan-T%C3%BCrkleri-K%C3%BClt%C3%BCr-ve-Dayan%C4%B1%C5%9Fma-Derne%C4%9Fi-100081744846002/?_rdr
  • https://twitter.com/yun_turk
YUNTÜRK LOGO

Batı Trakya ile ilgili YÖK Tez ve Makaleler
TBMM'de Batı Trakya Oturumu
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.676434.8154
Euro36.691736.8388
Yunturk Twitter
Ziyaret İstatistiği
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam71
Toplam Ziyaret5401416
                        
YUNANİSTAN TÜRKLERİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 
SURİYE: HERKESİN BÜYÜK GÜNAHI!
SURİYE: HERKESİN BÜYÜK GÜNAHI!
 
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü SIPRI’nin raporları Suriye konusunda korkunç rakamlar içeriyor. SIPRI  raporları bir bakıma devletlerin günah listesi veya “Suriye nasıl bu hale geldi” sorusunun “matematiksel cevabı…

2011 yılı verilerine göre,  Suriye'ye yapılan silah satışı 2007-2011 döneminin yüksek seviyesine ulaşırken, Suriye'ye silah satış oranı yüzde 580 oranında arttı. 2007 ile 2011 yılları arasında Suriye'ye satılan silahların yüzde 72'sinin Rusya'dan geldiği kaydedildi. Rusya, Suriye'ye savaş uçakları ile savunma füze sistemleri de teslim etti. 

SIPRI’nın yayınladığı rapora göre, Suriye son dönemlerde büyük oranda silah aldı. Rapora göre Şam'a en fazla silahı Moskova satıyor. Raporda Suriye'nin silah ithalatını 6 kat artırdığı, en çok silah alan ülkeler sıralamasında 68'den 33. sıraya yükseldiği ifade edildi. Suriye'nin yüzde 72 oranla en çok Rusya'dan silah aldığı bunu yüzde 19'la Belarus'un takip ettiği belirtildi. Suriye'nin en çok silah aldığı üçüncü ülkenin ise yüzde 9 oranla İran olduğu kayıt edildi. 

Raporda Suriye'nin Moskova'dan MiG-29 model 25 savaş uçağı ve Yak-36 tipli 130 saldırı uçağının satın alınmasıyla ilgili 2 sözleşme imzaladığı kaydedildi. Rus basını, 2005 yılında Rusya'nın Şam'ın Sovyet döneminden kalma bir kaç milyar dolarlık borcunu sildiğini hatırlattı. Newsru.ru portalı, Suriye ile imzalanan anlaşma çerçevesinde Moskova'nın Şam'a 36 adet Yakhont füzesinin yer aldığı iki adet Bastion sistemini sattığını duyurdu. Haberde, "Buna ek olarak MiG-29M tipi 24 savaş uçağı ve Buk M2E tipi füzesavar sistemi sevkiyatıyla ilgili sözleşme de imzalandı" denildi. 

Silah satışı dünya genelinde yüzde 24 arttı. Almanya’nın da 2002-2006 yılları arasında Suriye’ye 111 ton kimyasal madde ihraç ettiği biliniyor. 

Bundan daha  garip ve garip olduğu kadar kaygı verici bir haber... Bu arada Suriye’de kırk Alman silah ve mühimmat kaçakçılığı yaparken yakalandı. Uluslararası sularda bir nakliye gemisinden teslim aldıkları materyali kıyıya çıkarırken sürprizle karşılaştılar. İddialara göre diğer yaklaşık 300 paralı asker ile Şam’daki aynı cezaevini paylaşıyorlar. 

DW’nin haberine göre, bazı Alman şirketleri, Suriye’deki rejime kimyasal silah üretiminde yardımcı olduğu gerekçesiyle zan altında. Süddeutsche Zeitung Gazetesi ile Kuzey Alman Radyosu NDR'de önceki gün yer alan haberde, 50’den fazla Alman firmasının 1982 ile 1993 yılları arasında Suriye’ye şüpheli mal sevkiyatı yaptığı iddia edildi. Bu iddiaların temelini ise Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ’ne Suriye’den gönderilen bir liste oluşturdu. Listede Suriye’ye çeşitli kimyasallar, teflon kaplı reaktörler, hortumlar, vanalar, denetim tertibatları, gaz dedektörleri ve kimyasal yıkama donanımı satıldığı belirtiliyor. Ancak ihracatı yapan firmaların isimlerine listede yer verilmiyor.

Aynı haberden devamla, Alman şirketlerinin şüpheli ticari ilişkileriyle ilgili başka iddialar da var. Bazı Alman şirketlerinin 1980’li yıllarda kitle imha silahlarının üretiminde kullanılan kimyasalları ve yapı malzemelerini Irak ve Libya’nın diktatörleri Saddam Hüseyin ile Muammer Kaddafi’ye sattıkları biliniyor. New York Times’dan  iki gazeteci, Alman kimya şirketi Imhausen'ın Kaddafi’ye hardal ve sinir gazı üretimi için gerekli donanımı sattığını ortaya çıkartmıştı. Bu haber uluslararası toplumun dönemin Alman hükümetine tepki göstermesine yol açarken, Alman dış istihbarat teşkilatı BND de 1985 yılında bu tesisin varlığından haberdar olduğunu açıklamıştı. 

Alman FR ve NDR kanallarının araştırması, Alman-Fransız ortak yapımı Milan füzelerinin Suriye İç Savaşı’nda can kaybına yol açtığını gösteriyor. Suriye’deki Milan füzelerinin sayısı 4.400 civarında tahmin ediliyor. 1973 yılında üretimi başlayan yaklaşık kırk ülkeye satılan Milan, 1978’de Şam’a da verildi. Esad rejimi bu füzeleri İsrail’e gözdağı vermek için sakladı. Ama yaklaşık bir yıl önce El Nusra Cephesi’nin Halep’teki karargahları ve mühimmat depolarını ele geçirmesi, Milan füzelerinin üç tank, çok sayıda motorlu top ve büyük miktarda cephane ile beraber el değiştirmesi sonucunu doğurdu. Söz konusu füzelerin sayısı  en az 88 diye tahmin ediliyor. 

Öte yandan Fransa’da yayımlanan Figaro Gazetesi’nde yer alan bir habere göre ise Suriye’ye silah satışlarının tamamen ABD’nin bilgisi dışında yapıldığı yer aldı. Bu çerçevede sadece 2013’te Doğu Avrupa ülkelerinden alınan ve Ürdün üzerinden getirilen 600 ton silah Suriye’ye ulaştırılmış. Ayrıca Suudi Arabistan’ın Hırvatistan’dan satın aldığı silahların çoğu ise Umman üzerinden radikal dincilere verilmiş.

Libya “serbest bölge” gibi…

Kaddafi’nin devrilmesinin ardından Libya’da ortaya çıkan otorite boşluğu Suriye’ye çok ciddi miktarlarda silah ve mühimmatın ulaşmasına neden oldu. Libya’nın hemen her köşesinden adeta topraktan fışkıran denetimsiz tüfekler, füzeler, mayınlar, bombalar Suriye’deki isyancıların eline geçti. Mali’deki Tuareg isyancıları Mali ordusuna Kaddafi’nin silahlarıyla baş kaldırdı. Cezayir’deki 800 kişinin rehin alındığı Amenas saldırısı ve Sina Yarımadası’nda İsrail otobüsüne yönelik kanlı eylemde de Libya menşeili silah ve mühimmattın kullanıldığı iddia edildi. Aynı şekilde Gazze’de, Hamas’da, Kaddafi’den miras, Belçika ve Rus tüfekleri ele geçirdi. Mısır çok defa Libya silahlarının kaçakçılığını önledi. Tahminlere göre Libya’dan yola çıkan silah ve mühimmat bir gemiyle önce Lübnan’a ve oradan karayolu ile Suriye’ye ulaştırıldı. Söz konusu sevkiyatın önlenmeden sürdüğü tahmin ediliyor. 

Bundan başka Katar ve Suudi Arabistan, Bahar 2012’den beri –New York Times’a göre- Yugoslav ve Hırvat kökenli silahları Suriye’deki gruplara gönderiyor. Keza Los Angeloes Times’a göre Ürdün de bu konuda rol üstlendi. İran’ın ve Lübnan’daki Hizbullah’ın da Esad’a desteği en üst düzeye çıktı. 

Bu arada  Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmet Carba, AB ülkelerine Suriye’deki sivilleri rejimin saldırılarından korumak amacıyla muhalefete silah yardımı yapmaya çağırdı. Brüksel’de Avrupa Parlamentosu (AP) ’na bağlı bir komiteye konuşan Carba, Avrupa ülkelerine şimdiye kadar Suriye muhaliflerine verdiği destekten dolayı teşekkür etti; ancak bu desteklerin yeterli olmadığını söyleyen Carba, AB ülkelerinden silah yardımı istedi. AB ülkelerinin silahların terör gruplarının eline geçmesinden duyduğu endişeyi gidermeye çalışan Carba, “Avrupalılar bu konuda endişe duymasın. Silahların asla terör gruplarının eline geçmesine izin vermeyeceğiz. Muhalefet güçlerinin terör gruplarına karşı savaşacak gücü var” dedi. 

Suriye'de üçüncü yılını dolduran iç savaş, 140 binden fazla insan hayatını kaybetmesine, 2 buçuk milyon insanın mülteci durumuna düşmesine, kentlerin yaşanmaz hale gelmesine ve ülkede ekonominin çökmesine neden oldu. 

Diğer taraftan Al Arabiya kanalı, Doha`da gerçekleştirilen Arap Ülkeleri Birliği Zirvesi’nin ardından varılan uzlaşıya göre isteyen her Arap ülkesinin Suriye muhalefetine silah yardımında bulunabileceğini bildirdi. Arap Birliği`nin 24`üncü Olağan Zirvesi`nin ardından yayınlanan bildirgede, "kendi rızasıyla her ülke, Suriye halkının direnişini destekleme amacıyla askeri kaynak dahil olmak üzere öz savunma kaynakları sunma hakkına sahiptir" ifadelerine yer verildi. 

Zirvede konuşan Tunus Cumhurbaşkanı Munsıf el-Merzuki, ``Tunus, Suriyeli kardeşlerine yardım etmek için gereken adımı atmaya hazır. Tunus, Arap Barış Gücü`nü Suriye`ye gönderilmesini gerekli görüyor ve buna katılmaya hazır`` dedi. Merzuki, Tunus`un BM aracılığıyla Suriye halkına yardım göndermeye hazır olduğunu da ifade etti.

-------------------------------------------------------------------------------------------------
Suriye’ye Silah Transferi

Suriye’de ki asi gruplarının sahip olduğu silahların ana kaynağı hükümet birlikleri ve cephanelerinden ele geçirdikleri kazanımlar gibi görünüyor. Küçük silahlar aynı zamanda Irak ve Lübnan’da ki kara borsadan da elde edilebiliyor.

Asi güçler 2012 yılında ardı ardına hükümetlerden silah ve askeri mühimmat istediğinde bulundu. Ocak 2013 itibariyle ise asi güçlere olan yabancı askeri yardımı ölçmek zor.

Asilerin silah istekleri karışık reaksiyonlara sebep oldu. 2012 yılı içerisinde Suriye muhalefetini destekleyen 70 ülkeden oluşan Suriye Halkının Dostları grubu, silah desteği konusunda ortak bir politikaya karar veremedi. Bunun yerine ülkeler bireysel olarak kendi politikalarını izledi. Bazı ülkeler Suriye’de ki muhalefet gruplarını öldürücü nitelikle olmayan ekipmanla destekledi.

ABD Hükümetinin içinde bazı yüksek karar mercileri asi gruplara silah yardımı yapma yanlısıydı. Fakat Başkan Barack Obama’nın da dâhil olduğu bazı çevreler buna ABD’yi aracılı bir savaşa sokacağı ve verilen silahların Suriye içinde veya dışında yanlış kişilerin ellerine geçeceği endişesi yüzünden buna karşıydı. Buna karşılık ABD içinde iletişim araçlarının da bulunduğu ekipmanlar gönderdi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton’a göre bu ekipmanlar aktivistlerin rejim tarafından yapılan saldırılardan kaçması ve dış dünya ile iletişim kurmasına yardımcı olacaktı.  2012 yılında, Birleşik Krallık’ta içinde iletişim araçları ve çelik yelek gibi ekipmanların da bulunduğu zarar verici olmayan yardımlarda bulundu. Fransa ve Birleşik Krallık, muhalefet gruplarına değişik tiplerde zarar verici olmayan ekipman gönderilebilmesi için Avrupa Birliği’nin Suriye’ye uyguladığı silah ambargosunun değiştirilmesi taraftarıydı.

Libya, Katar ve Suudi Arabistan’ın devlet temsilcileri, 2012 yılının başında asi gruplara silah gönderilmesini teklif etti. Nisan ortasında ise Katar Başbakanı Hamad bin Jasim bin Jabir Al Thani ülkesinin Suriyeli asilere silah yardımında bulunmadığını belirtti. Hiçbir hükümet açıkça asilere silah yardımı yaptığını kabullenmese de, bazı devletlerin direkt olarak silah yardımında bulunduğu veya kara borsada silah alımında kullanılması için para sağladığı söylentileri vardı. Suriye Ulusal Konseyi Başkanı 2012 yılının Mart ayında Arap ve yabancı ülkelerden silah temin etmek için para verildiğini iddia etti.

2012 yılının Haziran ayında, Suriye’deki asi grupların parası Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye tarafından ödenmiş silahlar aldığı söylentileri vardı. 2012 yılının Temmuz ayında ise Katar ve Suudi Arabistan’ın asi gruplarına taşınabilir hava savunma sistemleri (MANPADS) verilmesini savundukları söylentileri çıktı. Fakat söylenenlere göre ABD’nin itirazları üzerine MANPADS gibi ileri silahların sağlanmasını geri tutuluyordu. Yine de, 2013 yılının başındaki söylentilere göre asi gruplara Türkiye üzerinden MANPADS tedarik edilmişti ve bu Türkiye ve ABD’nin asilere verilecek olan silahların dolaşımı üzerindeki kısıtlamaları gevşettiği anlamına geliyordu.

Silah nakliyatlarının ele geçirilmesi söylentileri ve Suriyeli asi grupların kullandıkları silahların fotoğraflarının analizleri, yabancı ülkelerin asi gruplarına silah desteği yaptığını destekleyen emareler sağlamaktadır. Bu silahların nihai kaynağını ortaya çıkarmak mümkün olsa da,  doğrudan sağlayıcılar ve silah akışının hacmi konusunda belirsizlik söz konusudur. Örneğin Nisan 2012’de Lübnanlı Libya’dan gelmekte olan ve Suriyeli asilere gönderildiği düşünülen bir gemideki roket atarlı bomba ve diğer mühimmata el koydu. Fakat Libya’da kesin olarak bu sevkiyatın arkasında kim olduğu bulunamadı. İsviçre hükümetince yapılan bir araştırmaya göre Suriyeli asilerin kullanırken fotoğraflandığı el bombalarının orijinal olarak 2003-2004 yıllarında İsviçre’den Birleşik Arap Emirlikleri’ne verildiği ve 2004’te bu bombaların Ürdün’ verildiği ortaya çıktı. Fakat bu el bombalarının Suriyeli asilerin eline nasıl geçtiği ortaya çıkarılamadı.

Suriye krizine ait fazla sayıda video ve fotoğrafın internette paylaşılması analistlere silahlanma trendlerini inceleme fırsatı sundu. Örneğin 2012 yılının sonlarına doğru internette yayınlanan bir videoda asilerin eski Yugoslavya’da olan silahları kullandığı görülüyordu. Gazetecilerin yaptığı araştırmalara göre bu silahlar Hırvatistan’dan temin edilmiş ve Ürdün üzerinden Suudi Arabistan tarafından finanse edilerek Suriyeli asilere verilmişti.

(SIPRI, 2013 Yıllık Raporu, Suriye’ye Silah Transferleri, Bölüm: Suriyeli asi gruplara silah teminatı)


Kaynak:http://www.diplomatikgozlem.com/TR/belge/1-9598/suriye-herkesin-buyuk-gunahi.html
 
  
1728 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın