TÜRKİYE GÖZLERİNİ AÇ! TÜRKİYE GÖZLERİNİ AÇ! Sivil toplum da toplum deniyor ya durmadan.Bu konuda yapılan çalışma sonucunda Türkiye’de 150.000 STK adına ulaşılmış.Vay canına diyorsunuz bu ne sivil iştah! Araştırınca bunların 75.000 tanesinin mahkeme kararıyla kapatıldığı gerçeğiyle karşılaşıyorsunuz. Kumar oynatmaktan tutun da sahte evrak düzenlemeye kadar çeşitli nedenlerle.Geriye kalan 75.000 STK’dan ancak 1500 tanesine ulaşılabilmiş. Yani adres,telefon gibi iletişim bilgileri ve mekanı olmadığından. Bunlara yazı yazılmış ve de sadece 75 tanesinden cevap gelmiş! Şimdi toplam bu sayı Türkiye’yi temsil edecek STK birikimimiz kısaca. Mezra derneklerinden tutun da köy hemşehri örgütlenmelerini ne kadar sivilleşme içine koyacağız? Bu manzara İstanbul’u ve Türkiye’yi marka yapmaya yeter mi? İnsan kalitesini nasıl yakalayacağız? Türkiye’de gönüllü dernek faaliyeti yapanların oranı sadece yüzde 7. Bu oran ABD’de %75. Yurttaş olmazsanız katılım sadece oy vermekle sınırlanıyor anlaşılan. Türkiye’de 45 milyon seçmenin eğitim süresinin 5.5 yıl olduğunu da ekleyelim bilgilerimize. Şimdi ne engelliyor vatandaş olmamızı acaba? Anayasa mı?İngiltere’de Anayasa yok ve de dünyanın en demokratik ülkesi sayılıyor.ABD’de durum farklı değil.Uzun ve ayrıntılı bir tanımlama yok. Anayasa sorunu değil adalete, sisteme, birbirine güvenmeyen insanların hiçbir şeye katılma isteği duymaması olabilir mi sorun?Güvensizlik duygusuyla içine kapanan insanların evleri dışına çıkmak istemediğini görüyoruz. Toplu çalışma ,sivil hareketlilik için ideallere ihtiyaç var. Değerlerimiz ortak olmalı ki bu tabandan meşale yükseltmek mümkün olsun. Değerlerimiz ve tarihimiz konusunda tartışmak yerine ortak zemin haline getirmeliyiz bunu.Tarihini 85 yıl sonra keşfetmek için yola çıkan entelenjiyamız ve milletimiz ne zaman ortak yol ayrımına gelir dersiniz? Ardı ardına kitaplar yayınlanıyor, filmler çevriliyor ve geçmişini keşfediyor. 1914 adıyla çıkan afişlere bakıp çocuk ve gençlerin 1970’leri bilmediğini düşününce insan memlekette kafa karışıklığını anlıyor şıp diye! 1800’lü yıllarda bir tek Türk’ü Hıristiyan yapamadığını yazan Amerikan papazları bugün neden başarılı acaba? Kafası anayasa,adalet,değerler,din,ahlak konusunda karışık ve ne yapacağını bilemeyen topluma bir de televizyonlar yardımcı oluyor. Karını aldatınca mı kızının psikolojisi bozulur boşanınca mı tartışılıyor.Üniversiteler yol gösterici değil. Mevlana’nın dediği gibi: “Bin batman ekmeği taşıyabilirsiniz ama bir batman ekmeği yiyemezsniz.” Akademisyenler bin batman ekmek taşıyanlara benziyor diyor.Yemeyen sindiremez.Sindiremeyen nasıl yeneceğini bilemez zaten. O zaman nasıl birey olacağız? Kendinin farkına varmayan nasıl birey haline gelecektir? Sihirli formüller beklemek yerine çalışmaya inanan, kendini bilmeye iman eden insana ihtiyacımız var. Bu olmazsa umut olmaz.Umudun gün ışığı gibi girmediği ülkeye idealler giremez zaten. Karanlıkta iyi kötü ayırt edilemez haldedir. Biz aydınlığa çıkmak için kendimizden yola çıkmalıyız.Kendini aynada görmeyen ,aynaya yumruk atmakla uğraşanlar kendi bedenlerine hançer saplayanlardır.Nefsine bu denli mahkum insanlar nasıl başkalarına verme amacı taşısın? “Dünya ve kumlar yanıyor./Yüzünü yanan kumlara ve /Yolların toprağına daya/çünkü aşk ile yaralanmış herkes/bunun izini yüzünde taşımalı/ve bu yara görülmeli/Bırakın kalbinizin yarası görülsün/çünkü sevgi yolunda yürüyenler bu yaralarından tanınır.” Der Hz.Muhammed Birey, içinde aşk taşıyan bir hizmet ehlidir, bunun modern adı gönüllülüktür. Sivil toplum için önce bu birey gerekiyor. Yoksa tabelalarda ve zahirde ışıldayacak tüm unvanlar bir çam ağacına asılı süsler gibi.Yeni yıl gelse ne olur o zaman ,gitse ne olur ……Sen değişmedikten dönüşmedikten sonra. Hayata bak!Mevsimler değişiyor. Tohum çiçeğe dönüşüyor. Yaprak gübre olurken su buhar, buhar yağmura dönüşüyor. Sen neden hayatta değilsin? AN’ da yaşasan böyle gam mı taşır gönlün.YA geçmiştesin ya gelecekte. Nehirler sadece AN’ın üzerinden çağıldıyor. Konya halkı Gözlerinizi açın / yakında ölümde zaten kapanacaklar diyor Mevlana. Türkiye gözlerini aç Nevval SEVİNDİ (RUBASAM) |
1734 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |