• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/p/Yunt%C3%BCrk-Yunanistan-T%C3%BCrkleri-K%C3%BClt%C3%BCr-ve-Dayan%C4%B1%C5%9Fma-Derne%C4%9Fi-100081744846002/?_rdr
  • https://twitter.com/yun_turk
YUNTÜRK LOGO

Batı Trakya ile ilgili YÖK Tez ve Makaleler
TBMM'de Batı Trakya Oturumu
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.676434.8154
Euro36.691736.8388
Yunturk Twitter
Ziyaret İstatistiği
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam51
Toplam Ziyaret5401544
                        
YUNANİSTAN TÜRKLERİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 

FETÖ, KLUX, FİLAN

FETÖ, KLUX, FİLAN
















FETÖ, KLUX, FİLAN


Amerika da zencilere kan kusturan bir örgüt vardı, Klu, Klux, Klan.  Kapalı devre Katolik bağnazlığı maskeli zenci düşmanlığı yapan bu örgüt binlerce zencinin kanını döktü. Böyle bir gelenekten gelen Katolik Amerikalıların genleri depreşti, dünün zenci düşmanlığı bu günün İslâm düşmanlığına dönüştü, konu ciddi, empati yapamayız, yalnız hatalarımızı yazmamız, önlemlerini almamız yeterli mi?

Koca Türk Devleti Klu, Klux, Klan´ın emrine elinin altındaki FETÖ´yü nasıl verdi? “Fetö´cülere merhamet edelim” anlamı çıkmasın. Fethullah Gülen´i Amerikalıların kucağına adeta “alın kullanın, hazır proje” diye gönderen Amerikan Ajanları Türk Subaylarından başlayalım! Tasviye böyle olur. Sonra bu akımı AKP´ye monte edenler deşifre edilmeli. Komşu İran´da Molla Kaşhani ve Musaddık´ı bir araya getiren Amerikan Projesi aynen bizde de uygulandı. Oyun aynı, sonra İran´da rejim değişikliğine giden bir kapı aralandı ve gerisini biliyoruz. Kurulan kumpaslar, arka planında Amerika´nın olduğu klasik senaryolar ve her kapıyı açan Franklin, hazır millileşmiş petrolleri elinden giden, kaybeden İran.

Bizde ki tezahüre çok benzemiyor mu? Bu Fetö işi biraz el yordamıyla gidiyor gibi. Adamın 59 Rektörü var biliniyor (içeri alınan ya 3, ya 5), 18 Üniversitesi var biliniyor (kapanan 15) sadece 2002 – 2013 yıllarında 8.500 Akademisyeni YÖK´e yerleştirmiş (Bunların imtihan heyetleri – Prof´luk, Doçentlik jürileri), yabancı dil bilgileri, ALES´leri hepsi şaibe altındadır. Bırakın imtihanı kendisine açılan telefona İngilizce cevap veremeyecek adamlar akademisyen yapılmıştır. Telefonla imtihan edin, çoğu dökülecek, kim yapacak, YÖK Başkanı kim, Mehmet Ali Yekta Saraç, Babası kim, M. Emin Saraç hoca efendi. Ne yapmışlar baba-oğul 1994´te Zaman gazetesi ve Risale yayınevinden yemlenmişler, mezhebine bakmadan Arap´ın İslâm ilmihalini bize derlemişler, mürekkep fiil işlemişler, Bylock´dan daha ayan beyan iş. Canım eski tarihli diyebilirsiniz. Peki Tayyip beye operasyon yapılırken, MİT Başkanı´na düzen kurulurken, dilim varmıyor Profesör demeye, Şerif Ali Tekalan ile beraber Prensilvanya ziyeretide mi yeterli değil?

YÖK´ÜN İMAMI KİM? 

Kerhaneye bile imam atamış bir yapının YÖK´de imamı yok demek, bu millete de, Tayyip beye de bühtandır. YÖK Kurul olarak kurulmuş, sonra kanunsuz kurumlaşmış, her tarafından gelen kurum ve is kokularıyla pis bir kurum olmuştur. Bu yapısıyla Dünyaca da tanınmamaktadır.

Önce YÖK´ün imamı bulunmalı, sonra da dünyaca saygın bir kurul haline getirilmelidir.

Kalitesiz kumaşla, kaliteli bir elbise yapamazsınız, ancak kendinizi kandırırsınız. Akademisyenlik ilim makamı olmaktan çıkarılmış bu Besmelesiz besleme taifesine maişet gailesi haline getirilmiştir.

Ülkemin ilmi seviyesi ortadadır.

Zırva tevil götürmez, bu işler de zırvalarla çözülmez.

Devletimiz bir Kaht-ı Rical (Devlet Adamı yetişmeyişi) yaşıyor. Bunları tasviye edecek adamlar da aynı köyün ayrı mezrasından.

Siyasetin merkezi, merkezden olmayanlarca yönetiliyorsa;

Belediye Başkanları köy nüfusları ve köylü kimlikleriyle merkezi yönetmeye talip olmuş ve bu merkezde buldukları yeşil alanları göklere uzanan dev kulelerle donatıyorsa ve o siyasi dönemde zina serbest bırakılmış ve de artmışsa daha başka ne alamet lazım ki?

Canım İstanbul´un, canını okuyan müteahhit bozuntusu, yarının depreminde hepsi sağ kalırsa hapislerde sürünecek olanların nüfus kağıtlarına bakın, hiç birisi bir şehrimizin merkezinden dahi değil, müteahhit köylü, başkan köylü, memur bürokrat köylü; ağlayan İstanbul ve Türkiye, sanmayın Ankara farklı.

Biz bu oyunu yiyecek millet değildik.

Biz bu dolmaları yutacak ahali de değildik.

Ağaç kendisini kesen baltaya, “Sen beni kesemezdin ama neyleyim ki sapın benden” demiş!

Yalçın Koçak

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın